1. Home
  2. Aktüalite
  3. Darbe: 15 Temmuz Girişiminin Kodları
Darbe: 15 Temmuz Girişiminin Kodları

Darbe: 15 Temmuz Girişiminin Kodları

0

Savcı Okan Batu, devletin tüm sinir uçlarını ele geçirmiş olan Fethullahçı Terör Örgütüne yönelik bir operasyonun işaret fişeğini, örgütün yapılanmasında önemli üslerden biri olan İzmir’de 7 Temmuz’da atmıştı. Soruşturma sürecinde Savcı, Genelkurmaya onlarca müzekkere yazdı fakat Genelkurmay Adli Müşavirliğine yerleşmiş örgüt mensupları tarafından bunların hepsi cevapsız bırakıldı.[1]

5883Soruşturmayı sürdüren savcı, ikinci dalga operasyonu 16 Temmuz’da yapmayı planlıyordu. Şüpheli listesi hayli kabarıktı: onlarca subay ve komuta kademesindeki birçok rütbeliyi kapsayan gözaltı listesi hazırdı. Gazeteci Ahmet Şık’ın bir istihbaratçıya dayandırdığı iddiasına göre, Savcı Bato’nun, operasyonların Ağustosta yapılacak YAŞ öncesi başlatılması önerisi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanmıştı. [2]

Aynı şekilde bu büyük çaplı operasyondan Genelkurmay Başkanlığı haberdar edilmiş, bilgilendirilmişti.

Fakat bir şeyler ters gidiyordu, 15 Temmuz’da teknik izlemeye devam eden ekipler bir hareketliliğin olduğunu saptamış fakat ne olduğu anlaşılamamıştı. Hareketliliğin nedeni 22.15 suları Boğaziçi ve F.S.M. Köprülerini kapatan askerler ve Başbakan Yıldırım’ın ‘’Bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz.’’ İfadeleriyle anlaşılabilmişti. Cuntacı FETÖ yapılanması, Savcı Bato’dan önce hareket etmişti: Darbe oluyordu…

***

7 Haziran 2015 seçimlerinde Türkiye bir koalisyon tablosu ile karşı karşıya kalmıştı. Partiler koalisyon görüşmeleri yaptılar ve bir koalisyon ortaklığı mümkün olmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim kararı aldı ve 1 Kasım’da yapılan seçimlerde AK Partinin tek başına iktidar olmasını mümkün kılan bir tablo oluştu.

7 Haziran’dan 1 Kasım’a gelen süreçte,  şüphesiz Türkiye, çok zor bir dönem geçirdi. HDP seçimlere ilk kez parti olarak girme kararı almış ve meclise önemli bir oy oranıyla girmeyi başarmıştı. HDP’nin siyaseten artan gücü tüm Türkiye’de terör meselesinin çözümü konusunda bir umut yaratmıştı. Fakat bu umut,  bizzat HDP’nin terör karşısındaki omurgasız duruşu sonucu yok olacaktı.

Yıllardır terörden beslenen kan emici odaklar bir barışı tesis etmek şöyle dursun, bunun telaffuzundan bile rahatsız oluyorlardı. Suriye’deki gelişmeler ve Batı’nın bölgedeki Kürtler konusundaki tavrı, şüphesiz Türkiye’deki çözüm sürecini dinamitleyen en önemli nedendir. IŞİD ile mücadele ediyorlar mottosu ile her geçen gün meşrulaştırılan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD ve onların militanlarından oluşan YPG; Türkiye karşısında kullanılan bir lejyoner örgüte dönüşmüştü. Türkiye bu örgütün Kürtlerin temsilcisiymiş gibi gösterilmesi çabalarına karşı çıkmış ve PYD’nin desteklenmemesi konusunda başta ABD, Rusya olmak üzere uluslararası aktörlere çağrı yapmıştı. Bölgede IŞİD terörü bahane edilerek, yeni bir düzen kuruluyordu. (PYD’ ye verilen destekleri incelemek için tıklayınız.)

Irak ile Başika krizi, Rusya ile hava sahası ihlalleri ardından jet krizi yaşanırken, Türkiye aynı zamanda ülke içerisinde PKK, IŞİD, DHKP-C gibi terör örgütlerden oluşan kokteyl terörün [3]hedefi haline gelmiş, canlı bomba saldırıları sonucu yüzlerce vatandaşını kaybediyordu…

-ypg-armali-abd-askeri-2184549Türkiye’nin stratejik ortağı, müttefiki ABD, PKK terörünü Suriye’de havadan mühimmat atarak besler hale gelmiş, bununla da yetinmeyen Amerikalılar, özel kuvvetlerini üniformalarında PYD armalarıyla bizzat YPG’li teröristlerle savaşmaları için Rojova’ya göndermişti.

Ruslar, jet krizinde çizilen imajlarının intikamını PKK’ya karadan-havaya füze vererek [4] (Bu donanımla PKK Türkiye’de ilk kez bir askeri helikopter düşürmeyi başarmıştır.) Türkiye’nin ulusal güvenlik parametlerini yerinden sarsıyordu.

1 Kasım’da yapılan seçimler sonucunda %85 katılım sağlanmış, parlamento temsili tarihi bir rekor ile %97.5 oranına ulaşmış, iktidar partisinin halkın %49.5 desteğiyle işbaşına geldiği bir tablo oluşmuştu. Şüphesiz bu tablo dünyaya, Türk demokrasisinin gücünü göstermesi bakımından önem arz etmekteydi.

Türkiye’nin Doğu-Güneydoğu Bölgeleri PKK tarafından bir işgal girişimi altına alınmış, güvenlik güçleri (asker + polis) sivil vatandaşın yaşam bölgesine sızmış bu teröristleri temizlemek için çok titiz operasyonlar yapmış ve örgütün belini bükmüştü. Aynı zamanda seçilmiş hükümet ile TSK Suriye’de bir oldubittiyle, oradaki terör yapılanmasının (PYD) devletleşmesine müsaade edilmeyeceği konusunda görüş birliği içerisindelerdi. (Yeni bir Kürt devleti mi oluşturuluyor? yazısı için tıklayınız)

Ordu’daki bir takım haşhaşi[5] subaylar, kendilerini oraya yerleştirmiş olan gücün ve onun kurguladığı politikanın tehlikeye girdiğinin farkındalardı. Devlet aygıtının her bir zerresine hile ile yerleşmiş olan FETÖ üyeleri, Türkiye için düzen değiştirici bir hamle [6] planlıyordu. Türkiye, düzlüğe çıkmamalıydı.

Devlet, tüm bu jeopolitik sıkışmışlıktan çıkabilmek için  dostluklarımızı arttıracağız, düşmanlıklarımızı azaltacağız politikası [7] gereği İsrail ile barışmış, Rusya ile tekrar yakınlaşmaya başlamıştı.

İşler artık birileri için çığırından çıkıyordu…

Halk ayaklanmaları, bürokratik darbe girişimleri başarısız olmuş ve Türkiye istikamet üzerinde yol almaya devam etmişti. Tek çare kalmıştı: DARBE!

{Darbe yazı dizisi devam edecek}

 

Atıfta bulunulan referanslar:

[1] Müzekkere: Yargılama makamının, bir kararın yerine getirilmesi konusunda belli bir makama yazdığı yazı

Yazılan 75 müzekkereye cevap verilmediğine dair haber için tıklayınız.

[2] Ahmet Şık, ‘’Darbe daha ileri tarih için planlanmıştı, mecburen öne alındı’’ yazısı için tıklayınız

[3]  Başbakan Davutoğlu: Kokteyl terörün hedefiyiz. Haberi okumak için tıklayınız.

[4] İlgili haber için tıklayınız

[5] FETÖ üyeleri için kullanılan bu tabir Hasan Sabbah’ın kurduğu yapılanmadan esinlenilmiştir.

[6] Bekir Bozdağ: Başarsalardı Gülen Humeyni gibi gelecekti, rejim değişecekti. / Bu ifadeye bir itiraz Ahmet Hakan’dan gelmiş, Humeyni’nin bir halk devrimi ile geldiğini FETÖ darbesinin başarılı olması halinde halk katliyle ancak Fethullah Gülen’in gelebileceğini ifade etmiştir. İlgili yazı şuradadır.

[7] İlgili haber için tıklayınız.

YORUMUNUZU BIRAKIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.