1. Home
  2. Akademik
  3. Suriye Dosyası 5
Suriye Dosyası 5

Suriye Dosyası 5

0

Zeytin Dalı Operasyonu

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesindeki PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek, sınır alanlarında güvenlik & istikrarı tesis etmek ve dost-kardeş bölge halkının bu terör örgütlerinin baskı ve zulmünden kurtarmak üzere 20 Ocak 2018’de ‘’Zeytin Dalı Harekâtını’’ başlattı.[1]

Suriye’nin kuzeybatısında icra edilen bu harekât, TSK basın açıklamasında BMGK’nin terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624 (2005), 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararları ve BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan Meşru Müdafaa Hakkı çerçevesinde gerçekleştirildiğinin altı çizildi. Açıklamada dikkat çeken bir diğer husus Suriye’nin toprak bütünlüğüne [2]saygılı olarak bu faaliyetin gerçekleştirileceğine yönelik kısımdı.

Peki, Afrin harekâtı neden 20 Ocak’ta başladı? Bu soruyu üç gelişmeyi [3]inceleyerek cevaplayabiliriz:

  1. Rejim güçlerinin İdlib’e ilerleyişi
  2. Soçi, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne SDF’nin davet edilebilme olasılığı
  3. ABD, 14 Ocak’ta PKK/KCK/PYD-YPG’nin oluşturduğu SDF’den oluşacak olan 30.000 kişilik Suriye Sınır Güvenlik Gücü isimli bir ordu kuracağını açıkladı. Suriye ile 911 kilometrelik sınır paylaşan Türkiye için bu açıklama ulusal güvenliğine yönelik varoluşsal bir tehditti. Rus Dışişleri Bakanı, ABD’nin bu politikasını bir kışkırtma olarak değerlendirdi, kontrolsüz modern silah sevkiyatlarının Türkiye’yi operasyona ittiğini belirtti.[4] Pentagon verilerine göre, ABD’nin hâlihazırda Suriye’de 2000 kişilik askeri kuvveti bulunurken, gizli operasyon ve özel kuvvetler birliklerinin bu rakama dâhil olmadığı bilinmektedir. [5] ABD askerleri, PYD-YPG terör örgütü mensuplarını eğitip, donatmaya devam ediyor.

Operasyon öncesinde, bölgenin hava sahasını kontrol eden aynı zamanda operasyonun icra edileceği sahada askeri unsurları bulunan Rusya ile görüşmeler yapmak üzere Genelkurmay Başkanı ve MİT müsteşarı Moskova’ya hareket etti. Suriye hava sahası ABD ve Rusya arasında neredeyse taksim edilmiş durumda idi, Fırat nehrinin doğusu Amerikalılar tarafından kontrol edilirken, batısında Rus güçleri hâkimdi.

_99613637_afrin_harita

Pentagon, 16 Ocak’ta Afrin’deki PYD/PKK unsurlarını desteklemediklerini ve onları DEAŞ ile mücadele operasyonlarının bir parçası olarak görmediklerini açıkladı.[6]

Müzakereler sürerken, Rusya’nın operasyon öncesi YPG’ye bölgenin rejime teslim edilmesi yönünde telkinde bulunduğunu fakat YPG’lilerin bunu kabul etmediği öğrenildi.[7]

Rusya ile erişilen mutabakat sonucu, Rus askerleri harekât alanından Tel-Rıfat bölgesine çekildiler. Operasyon öncesi erişilen bu mutabakat hakkında Rus basınında, İdlib’te rejime karşı savaşan güçlerin Afrin operasyon sahasına çekildiği, bununla beraber rejimin İdlib’i ele geçirmesinin kolaylaşacağı yorumları yapılırken[8], Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Afrin-İdlip odaklı tartışmaların gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Operasyonda bir gün önce İdlib’in rejim tarafından alınmak üzere kuşatma altına alındığına dair haberler çıkmaya başladı.[9]

Operasyonun başlamasıyla Amerikan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada[10], ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’un Türk ve Rus mevkidaşları ile telefonda görüştüğü belirtildi. ‘’NATO müttefikimiz ve DEAŞ’a karşı kritik partnerimiz olan Türkiye’nin haklı güvenlik kaygılarını desteklemeye devam ediyoruz fakat askeri operasyonunu kısıtlaması ve sivillerin ölümüne karşı dikkatli olması çağrısını yapıyoruz’’ denildi.

Fransa, 21 Ocak’da BMGK’yı İdlib, Guta ve Afrin’deki insani durum hakkında acil toplantıya çağırdı.

ABD’den gelen Türkiye’nin yürüttüğü operasyonu sınırlamasına yönelik açıklamalara karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘’Ben de Amerika’ya soruyorum; Afganistan’da sizin süreniz belli oldu mu? Ne zaman bitecek o? Biz iktidara gelmeden önce Irak’a girdiniz hala ordasınız. Şimdi de buraya girdiniz. Bunun süresi olur mu? Böyle bir savaş matematiği olur mu? Ne zaman iş biterse bizim orada durmaya merakımız yok çekilmesini biliriz’’ dedi. Cumhurbaşkanının bu açıklamaları ve operasyonu icra eden askeri personelin ve harekâtın görüntüleri Rus medyasında geniş yer buldu.

Suriye rejimi Doğu Guta’da kimyasal silah kullandı, içinde çocukların da olduğu onlarca insan hayatını kaybetti.[11]

Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  ‘’O bana dönecekti. O bana dönmediği sürece ben ona dönmem” dediği ABD Başkanı Trump 24 Ocak’ta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradı. Görüşme sonrası yapılan açıklamalar farklılıklar içerdi, Türkiye’de halen Trump yönetiminin bölge politikası üzerinde etkisini sağlayamadığı, askeri çevrelerin Irak ve Suriye dosyalarında hâkim oldukları kanaati pekişti.

Türkiye uluslararası alanda, ABD’nin IŞİD tehdidine karşı silahlandırdığını iddia ettiği YPG’ye silah yardımlarının bir an evvel kesilmesi gerektiğini, Irak ve Suriye’nin büyük ölçüde IŞİD’den temizlenmesine rağmen silah desteğinin sürmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. ABD’nin Türkiye’ye verdiği sözleri tutmadığının altı çizildi.

Milli Savunma Sanayi neden önemli?

Operasyon sürerken, Almanya’da Türkiye’ye satılmış olan Leopard tanklarının Suriye operasyonunda kullanılması gündem oldu. Bir yılı aşkın süredir Türkiye, tank modernizasyon anlaşması yapılması için Almanya ile görüşmeler yürütüyordu, nihai anlaşmaya bir türlü varılamadı. 2017 yılında Alman Hükümetinin 11 kez Türkiye’ye silah sevkiyatını engellediği ortaya çıktı[12], NATO müttefiki Almanya, Türkiye’ye bir nevi ambargo uyguluyordu. Zeytin Dalı operasyonu çerçevesinde başlayan tartışmalar, Almanya’nın hükümet kurulamamasını sebep göstererek, Alman tanklarının Türkiye’ye satışı ve satılmış olan envanterin onarımı hakkındaki hiçbir anlaşmaya yeşil ışık yakmayacağını gösteriyor. [13]

Başbakan Binali Yıldırım’ın, Türkiye’nin güvenliği ve Suriye’deki terörist yapılanmalara karşı yürütülen Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili “Harekatta yüzde 70-75 milli ve yerli mühimmat kullanıldı.” [14]ifadesindeki kullanım oranının büyük bir kısmını MKEK üretimi mühimmatlardan oluşturuyor.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu ile Türkiye’nin böyle zorlu bir coğrafyada ancak yerli ve milli savunma sanayi üretimi ile hayatta kalabileceği açık bir şekilde görülmüş oldu. Türkiye’nin geleneksel müttefiklerinden biri, 30 yıldır on binlerce Türkiye vatandaşını öldürmüş olan bir terör örgütüne yüzlerce tır mühimmat gönderirken, bir diğeri ise Avrupa’nın ortasında terör örgütüne her türlü siyasi, ekonomik ve diplomatik desteği vermeye devam ediyor, NATO müttefiki Türkiye’ye silah satmaktan geri duruyor.

 

Terör örgütü mensupları Avrupa’nın birçok başkentinde, havaalanlarında örgüt flamaları ve bayrakları ile eylem yapabiliyor, Türkiye toplumunun dernek ve ibadethanelerine rahatça saldırmaya devam edebiliyor.

Rusya neden Türkiye’nin operasyonuna (kısmen) destek veriyor?

Rusya ile yaşanılan uçak krizinden sonra, Akdeniz’de konuşlandırılan Rus kuvvetleri ve askeri araçları, Türk hava sahasını özellikle de Türkiye’nin Suriye’deki operasyon sahasını da içine alacak şekilde kuşatıyordu. Bunun sonucu olarak Türkiye, olası bir füze saldırısı ihtimali üzerine, 27 Kasım 2017’de Suriye üzerinde gerçekleştirdiği hava operasyonlarını askıya almıştı. Türk jetlerinin Suriye hava sahasındaki erişimi ancak 10 ay sonra yeniden mümkün olabilmişti.

Suriye hava sahası ABD ve Rusya arasında neredeyse taksim edilmiş durumda idi, Fırat nehrinin doğusu Amerikalılar tarafından kontrol edilirken, batısında Rus güçleri hâkimdi. Sonuç olarak Rusya ile anlaşma yapılmadan, Afrin Harekâtının yapılabilmesi olası gözükmüyordu. Ruslar sahadan askerlerini çektiler, askeri yetkililerin koordinasyonu ve işbirliği ile Türk jetlerinin operasyon icra edebilmesi mümkün olabildi.

  • Türkiye ve Rusya, Genevre sürecine paralel Suriye sorununu çözmek için hem çatışmasızlık bölgeleri ve kontrolü ile askeri alanda hem de Soçi süreci ile diplomatik alanda ortak politikalar geliştiriyorlar,
  • Türkiye’nin süreçlerde olması önem arz ediyor: Rusya ve İran başından beri rejimi desteklediler ve muhaliflerle bizatihi savaştılar; bu bakımdan muhaliflerin üzerinde etkileri, olumlu bir imajları olduğu söylenemez. Türkiye, başından beri Suriyeli muhalif grupların en büyük destekçilerinden birisi olması sebebiyle muhalif gruplar nezdinde meşruiyeti olan bir aktör. Sürecin ilerleyebilmesi ve bu çerçevenin uluslar arası kabulü açısından Türkiye, Rusya için kilit bir ortak.
  • Rusya’nın Türkiye’nin operasyonuna yeşil ışık yakmasının bir diğer sebebi ise, ABD’nin bölgedeki en temel müttefiki olan PYD-YPG’nin Türkiye tarafından vurulmasının (Stratejik Ortak ve NATO müttefiki) ABD’de yaratacağı rahatsızlık.[15]
  • Rusya’nın Türkiye ile vardığı mutabakat sonucunda elde ettiği kazanımlardan bir tanesi de 2 Şubat tarihli Maliye Bakanlığı açıklamasında saklı: ‘’Türk Akım doğalgaz boru hattının Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölgeleri ve kıta sahanlıkları içinde faaliyet gösteren deniz bölümü şirketi vergiye tabi tutulmayacak.’’[16] Kerim Has bu durumu şöyle değerlendiriyor: ‘’Türk Akımının deniz kısmını Gazprom’un inşa ettiğini göz önüne aldığımızda Rusların vergiden muaf tutulduğu sonucuna ulaşabiliriz.’’[17]

 Soçi: Suriye Ulusal Diyalog Kongresi

Soçi’de toplanan kongre, ABD, Fransa, İngiltere, Ürdün ve Suudi Arabistan (onların desteklediği gruplar sürece katılmayarak) boykot tarafından ediliyor. Soçi toplantısı öncesi beşli blok Washington ve Paris’te toplanarak, Rusya’dan gelen davete icabet etmeme kararı aldılar. Rusya’nın BMGK üyelerine gönderdiği davete sadece Çin temsilci göndererek olumlu dönüş yapmış oldu.

Kongreye, sürecin garantörlerinden Türkiye’nin endişeleri dikkate alınarak PYD-PKK davet edilmedi.

Türkiye’den Soçi’ye giden Suriyeli muhalifler, havaalanında rejimin bayrakları ile karşılanmalarını protesto ederek Rusya’dan ayrıldılar, kongrede temsil yetkilerini Türk Dışişleri Bakan Yardımcısına devrettiler.

Reyhanlı saldırısı sanığı Mihraç Ural’ın Soçi’deki toplantıda görülmesi üzerine Türk makamları, Rusya’dan izahat istedi. Türkiye’ye sunulan kongre katılımcıları listesinde Ural’ın isminin olmadığı ifade edildi. Ruslar PKK’yı davet etmemiş fakat Türkiye’de yüzlerce insanın katliamından aranan bir diğer terörist unsuru, müzakere masasına oturtmuşlardı.

Bitti… 

Suriye  Dosyası yazı dizisi sona erdi. Sabırla beş yazılık bu seriyi takip ettiğiniz ve yorumlarınızı paylaştığınız için teşekkür ediyorum. 

İlgili yazılarıma göz atmak isterseniz:

Suriye Dosyası

Suriye Dosyası 2

Suriye Dosyası 3 

Suriye Dosyası 4

IŞİD’den kurtarılan gazeteci Bünyamin Aygün ile o günleri konuştuk 

Dipnotlar:

[1] TSK Basın Açıklaması, link

[2] Suriye harekat hakkında nota ile bilgilendirildi.

[3] Afrin ve ötesi, Prof. Dr. Cengiz Tomar link

[4] Russia Today link

[5] Al Jazeera link

[6] AA link

[7] Sputnik link

[8] İdlib’e karşı Afrin pazarlığı link

[9] Turkish Onslaught in Syria Gives Putin New Victory Headache link

[10] Department of State link

[11] BBC link

[12] Türkiye’ye silah ambargosu: Müttefik Türkiye’ye silah yok link

[13] Germany halts plans to upgrade Turkey’s Leopard tanks link

[14] AA link

[15] Galip Dalay, Middle East Eye link

[16] Business HT link

[17] Kerim Has link

YORUMUNUZU BIRAKIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.