Türkiye’de toplumun tüm kesimleri, darbenin faillerinin kim olduğu konusunda şüpheye yer vermeyecek derecede netleşmiş; darbeci örgütün (FETÖ) hangi odaklar tarafından kullanıldıklarını tespit etmiştir. Şüphesiz Türkiye toplumu bu hareketin, ülkenin son yıllardaki artan etkisi ve küresel meselelerde toplumun kadim kodları ışığında, bölge halkların yanındaki duruşu sebebiyle tezgâhlandığını düşünmektedir. Ülkedeki tüm düşünce ekolleri, farklı ideolojilerdeki insanlar, darbeye karşı birlikte omuz omuza durmuş; uzun yıllardır gözlenen ‘’kutuplaşmış’’ toplum görünümü yerini ülkem için bir, beraberiz; mesajını veren kitlelere bırakmıştır.
15 Temmuz Darbe girişimi davasında 1 numaralı aktör olan Fethullah Gülen, Türkiye’nin stratejik ortağı, müttefiki ABD’nin kol kanat gerdiği bir figür olarak CNN ve The New York Times gibi basın organlarınca Türkiye’deki iktidara muhalif bir aktör [1] olarak gösterilmiş, ılımlı bir İslam lideri olarak dünya kamuoyuna lanse edilmiştir.
(Bu yeni bir gelişme de değildir: TIME Dergisi 2013 yılında Gülen’i dünyanın en etkili 100 kişi arasında göstermiş, aynı yıl Foreign Policy tarafından dünyanın en etkili entelektüel kişileri arasında listelenmiştir.)
Türkiye toplumu şunu sorgulamaktadır: 15 Temmuz Darbe girişiminde, cuntacılar tarafından ‘’kanaat önderimiz’’ [2] diye tanıtılan, eli 238 şehidin kanına bulaşmış terör örgütü lideri Fethullah Gülen hala ABD için neden sivil, belgelerini tamamlamış, ABD vatandaşı birçok referansı olan[3] bir göçmen olarak görülmektedir? ABD Dışişleri, 238 kişinin asker kıyafetleri teröristlerce katledildiği 15 Temmuz’dan 96 saat sonra neden hala Fethullah Gülen’i ‘‘Pennsylvania’da yaşayan barışçıl bir kişi’’ [4] olarak nitelemektedir? Gülen neden Türkiye’ye iade edilmemektedir? Bu sorular bağlamında yüzleştiğimiz meydan okuma[5] şüphesiz Türkiye’yi çeşitli tercihleri ve pozisyonları tekrar değerlendirmek durumunda bırakacak gibi gözüküyor. Fakat çok iyi bildiğimiz bir konu da şudur: ABD, eşitler arasında en eşit ülkedir.
Türkiye’nin eski Vaşington Büyükelçisi Namık Tan’dan dinlediğim bir anekdotu burada paylaşmak isterim:
‘’1991 yılında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın özel kalem müdür yardımcısı olarak çalıştığım dönemde ABD’deki misyonumuza atanmıştım. Özal, beni Okluk Körfezine çağırdı ve şunu asla unutma dedi: ABD ile işlerini sağlıklı yürütemeyen hiçbir ülkenin işleri iyi gitmez.’’[6]
***
Hatırlayın Mısır Ordusu, halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Mursi’ye 48 saat mühlet vermiş, siyasi güçler krizi çözmezse ordunun yol haritası sunacağını yani darbe yapacağını ilan etmişti. Avrupa’dan, Amerika’dan 48 saat boyunca hiçbir açıklama gelmedi: Adeta ordunun Mursi’yi devirmesini beklediler…
Şüphesiz Mısır, bölgede herhangi bir ülke değildi. Halkların yönetime katılması Batı’yı rahatsız etmişti. Ordu, ben geliyorum diye diye geldi. Zaten oyun kuralına göre oynanmış, elektrik kesintileri, benzin kuyrukları ve zaten kötü olan ekonominin ekonomik tetikçiler marifetiyle [7]daha da beter hale getirilmesi süreci hızlandırmış, zemini oluşturmuştu. Ertesi günlerde Batılı liderler Sisi’yi meşrulaştırma harekâtına girişmiş ve Kahire’de boy boy dizilmişlerdi.
‘’ABD’nin darbe gecesi yaptığı açıklamadaki vurgular Mısır’daki Sisi darbesinden sonraki açıklamalarındakilerle hemen hemen aynıdır.’’ Gürkan Zengin
Darbe girişiminin en kritik anlarının yaşandığı, üst düzey komutanların olaya destek vermeye iknaya çalışıldığı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 00.25’te CNN Türk’e Facetime’la bağlanıp halkı sokağa davet ettiği halde yabancı TV’lerde Erdoğan’ın Almanya’dan sığınma talep ettiği yönünde bilgilerin yayınlandığı sırada, Washington’dan resmi bir açıklama gelmedi. [8]
Özel Harekat Komandoları, Marmaris’te Cumhurbaşkanını infaz etmek üzere harekete geçtiği sularda, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Rusya’da Lavrov ile düzenledikleri basın toplantısında ilk açıklamayı yapacaktı:
“… I hope there will be stability and peace and continuity within Turkey. “
00.58’de Kerry, Türkiye için istikrar, barış ve devamlılık diliyordu. Ne seçilmiş hükümete bir atıf vardı ne de Türkiye’nin demokratik sistemine… Şüphesiz, bekliyorlardı. Fakat Mısır’da bekleyip gördükleri sonucu Türkiye’de göremeyeceklerdi: Halk oyunu bozacaktı. Ülkesine sahip çıkan binlerce insan darbeye karşı sokaklara inmiş ve Türkiye’yi müdafaa etmişlerdi.
ABD Merkez Ordusu (CENTCOM) Komutanı Votel, Türk Ordusundaki en yakın dostlarımız darbecilik suçundan hapse atıldı[9] diyerek çok şeyi anlatıyordu:
Mısır’da dostları hükümdar olmuştu, Türkiye’de müebbetlik!
{Darbe yazı dizisi devam edecek}
Atıfta bulunulan referanslar:
[1] Tolga Tanış ‘’Gülen Nasıl İade Edilir’’ yazısı -CNN & NYT yayınları ve Batı medyasının darbeye bakışı hakkında görüşlerimi, şu yazımda paylaşmıştım: tıklayınız.
[2] Erdoğan: Darbeciler Hulusi Akar’a ‘Sizi Gülen’le görüştürelim’ demişler, haberi için tıklayınız.
[3] Eski CIA yöneticisi Graham Fuller, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz de dahil olmak üzere: 19 Sayfalık Referans dosyası için tıklayınız.
[4] Pentagon: Darbe Girişimi Sürpriz Oldu, haberi için tıklayınız.
[5] Uluslararası İlişkiler literatüründe: challenge
[6] Diplomasi Konuşmaları isimli yayım için tıklayınız.
[7] Bu kavram ile ilgili yazıma şuradan ulaşabilirsiniz.